ARAÇ DEĞER KAYBI
ARAÇ DEĞER KAYBI NEDİR?
Günümüzde her gün çıktığımız yollarda milyonlarca araç trafik akışında karşımıza çıkmaktadır. Her ne kadar istemesek de trafik kazaları hayatın bir parçası haline gelmiştir. Trafik güvenliğini sağlayabilmek için pek çok yasal düzenlemeler yapılmış olsa da tüm insanların bu düzenleme ve haklarını tam bildiğinden bahsedilmesi imkânsızdır. Bu sebeple de pek çok kişi sırf haklarını tam olarak bilemediği için pek çok mağduriyetler yaşamaktadır. Bu yazı ile bu haklardan “araç değer kaybı tazminatı” konusunu işleyerek bir boşluğu doldurmaya yardımcı olunacağını düşünüyoruz.
Öncelikle “araç değer kaybı nedir?” sorusunu cevaplayarak başlamak yararlı olacaktır. Oluşan trafik kazası sonrası araç öncelikle sigortalı olduğu sigorta şirketince sigortalanmış poliçe limitleri dahilinde zarar karşılanır. Poliçe limiti fazlası yada başka sebeplerle müteselsil olarak araç sahibi ve sürücü tarafından da bu hasarın onarım giderleri karşılanmaktadır. Ancak bu onarım sonrasında artık aracınız hasarlı bir araçtır. Bu kaza ve onarım bilgileri TRAMER kaydı da dahil değişik verilerle ortaya konulabilmektedir. İyi bir onarımda yapılmış olsa da artık aracınız hasarlı bir araçtır ve kaza öncesi değerinden daha düşük bir değerdedir. Örneğin kaza sonrası onarımı yapılmış aracın TRAMER kaydında “hasar” bilgi ve kaydı bulunduğunda bu aracın artık emsallerine göre piyasa sürüm değerinde ciddi bir kayıp olacaktır ve buna “araç değer kaybı” denilmektedir.
ARAÇ DEĞER KAYBI TAZMİNATI
Araç değer kaybının hukukumuzda karşılığı ve yeri nedir, sorusuna cevap vermemiz gereklidir.
Araç değer kaybı tazminatı, hukukumuza Yargıtay 17.Hukuk Dairesi’nin 2009/9892 Esas ve 2010/3124 Karar sayılı içtihat kararı ile girmiştir.
İlgili içtihat kararında, “araçta meydana gelen değer kaybının da gerçek zarar kalemleri arasında bulunmaktadır. Bu durumda mahkeme davacı aracındaki değer kaybından davalı sigorta şirketinin de limiti dahilinde sorumlu olacağı gözetilerek” denilmek suretiyle “araç değer kaybının” da tazmin edilmesi gereken kalemler arasına alınmasına karar vermiştir.
Bu şekilde, kaza sonrasında hasar görmüş araçta oluşan hasarsız emsalleri ile arasındaki piyasa sürüm değerinde meydana gelen azalma ve aleyhte durumun tazmini istenebilir hale getirilmiş emsal bir içtihat oluşmuştur.
DEĞER KAYBINI KİM ÖDER?
Araçta değer kaybının ne olduğu ve hukukumuzda yerinin ne olduğu sorularına cevap verdikten sonra, araçta meydana gelen değer kaybından kimlerin sorumlu olduğu ve kimlerden tahsilinin istenebileceği sorusuna cevap verilmelidir.
Araçta meydana gelen değer kaybı tazminatından sigorta şirketi sorumlu olacaktır. Ancak sigorta şirketi, sigorta poliçesi limitleri dahilinde sorumlu olup kaza sonrası yapmış olduğu ödemelerle poliçe limiti aşılmış yada poliçe limiti buna uygun değil ise aracın geçirdiği trafik kazasına karışan diğer araç yada araçların sürücüleri ve araç sahipleri de bu tazminattan müteselsilen sorumlu olacaklardır.
Bu sebeple, araçta meydana gelen değer kaybından sırası ile sigorta şirketi limiti dahilinde ve trafik kazasına karışan diğer araç veya araçların sürücüleri ve araç sahiplerine hukuki ihtilaf yöneltilebileceğinden araçta meydana gelen değer kaybı tazminatında bu muhataplar sorumlu olacak ve onlar ödeyecektir.
DEĞER KAYBINI KİMLER İSTEYEBİLİR?
Kaza sonrası hasar gören ve onarımı yapılan araçta meydana değer kaybını kimler talep edebilir ve isteyebilir?
Araçta meydana gelen değer kaybını araç maliki isteyebilecektir. Kazada aracı kim kullanırsa kullansın, bahsi geçen değer kaybı tazminatı “mülkiyet hakkının zarar görmesi” kaynaklı olması sebebiyle bu tazminatı da mülkiyet hakkı zarar gören ve azalmış olan araç malikleri/sahipleri isteyebilecektir.
Peki, araç malikinin sahibi olduğu araç, meydana gelen kazada tamamen yani %100 kusursuz olması gerekli midir? HAYIR! Araçta meydana gelen değer kaybını isteyebilmek için kusursuz olmak şartı yoktur. Kazada kısmen kusurlu kısmen kusursuz olsanız da araç değerinde oluşan kaybı isteyebilmek ve talep de bulunabilmek için yeterli olacaktır.
Örneğin, meydana gelen değer kaybı 20.000 TL ise ve kazada kusurunuz hiç yoksa bu oluşan zararın tamamı yani 20.000 TL tarafınızca istenebilecekken, oluşan kazada %50 kusurlu olmanız halinde tespit edilen değer kaybının yarısını yani 10.000 TL istenebilecektir.
DEĞER KAYBI TAZMİNAT DAVASI NASIL AÇILIR?
Bu yazımızda, araçta meydana gelen değer kaybı tazminatı davasının nasıl açılacağı konusuna değinmemiz gerekli olmuştur.
Bilindiği gibi meydana gelen trafik kazası sonrasında ya tarafların anlaşarak hazırladıkları tutanaklar yada tarafların anlaşamamış olması yada diğer aracın kaza yerini terk etmesi durumlarında trafik polisi çağırılması sonrasında polis tarafından hazırlanan tutanakların, sigorta şirketlerine verilmesi ve genelde sigorta firmalarının çalışanlarının takibi sonrasında araçta meydana gelen hasarın onarım giderinin ödemesi gerçekleşmektedir. Bu ödeme ancak aracın hasarının giderilmesine ilişkin olup araçta yapılan onarım ve parça değişimi ve benzeri etkenlerin tesiri ile aracın kazasız emsalleri arasındaki piyasa sürüm değerindeki azalma yani değer kaybı karşılanmamaktadır. Bu sebeple, kaza sonrası araçta meydana gelen değer azalmasını alabilmek için bir hukuki süreçleri başlatmak gerekmektedir.
Alınacak ekspertiz raporu ile sigorta şirketine başvurmak gerekiyor. Bu başvuru yapılmadan dava açmak doğru bir yol olmayacaktır. Bu başvuru sonrasında talep edilen zarar sigorta poliçe sınırlarının dışında kalıyorsa veya olumsuz cevap verilmesi yada hiç cevap verilmemesi halinde uyuşmazlık için Sigorta Tahkim Komisyonu’na başvuru yapılabilir. Bunun yanında veya akabinde dava açma yoluna gidilebilir.
Araçta meydana gelen değer kaybı davasını Ticaret mahkemelerinde açmanız gerekmektedir. Ancak, ticaret mahkemesi bulunmayan yerlerde Asliye hukuk mahkemelerinde de dava açmak mümkündür.
Bu dava da, davalı olarak sigorta şirketi, karşı aracın sürücüsü ve araç maliki davalı olarak gösterilir. Fakat sigorta şirketleri dava edilen bedelden sadece sigorta poliçe limitleri sınırları ile sorumlu olduğundan ve bazı hak kayıpları yaşanmaması için dikkate edilmesi gereken bir kısım hususlar vardır. Yoksa hak arıyorum derken karşı vekalet ücretleri ile mağduriyet yaşanabilir.
Öncelikle yapılması gereken, gerek kazaya karışan tarafların yada polisin tutanağı ile tespit edilen kusur durumu hatalı olabilir bunun için tahkim veya mahkeme nezdinde kusur oranına itiraz etmek gerekebilir.
Dava değerinin tespitinde uzman bir analiz raporu almakta gerekebilir. Çünkü bazen araç onarımında orijinal parça kullanılmamışta olabilir. Ayrıca, takip edilecek süreçte süreli işlemler bulunması, yargılamanın takip edilmesi, dosyaya sunulan dilekçe ve raporlara karşı beyan ve itirazlar gerekli olduğundan sürecin bir avukatın hukuki desteği ile yürütülmesi hak kayıplarını engelleme açısından önemli olacaktır.
DEĞER KAYBI NASIL HESAPLANIR?
Kaza sonrası hasar gören araçta değer kaybının hesaplanması için değişik parametreler dikkate alınmaktadır. İlk baz alınacak verilerden biri değer kaybı oluştuğu düşünülen aracın model ve yaşı anlamında piyasada bulunan emsallerinin değeri ile hasar görmüş kazalı aracın piyasa sürüm değeri dikkate alınacaktır. Ancak emsal değerleri tek başına baz alınan veri değildir.
Yapılacak değerlendirme ve inceleme de yasal olarak Başbakan Yardımcılığı (Hazine Müsteşarlığı)’ndan 14 Mayıs 2015 tarih ve 29355 sayılı Resmi Gazete’de ilan edilen “Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları” tebliği dikkate alınacaktır. İlgili tebliğ hükümleri 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Bu tebliğ dışında ayrıca aracın model yılı, kilometre durumu ve kaza geçmişi de dikkate alınan verilerdir.
Özetleyecek olursak;
– Aracın emsallerinin değeri,
– Yukarıda bilgileri verilen yasal düzenleme,
– Aracın model yılı,
– Kilometresi,
– Geçmiş kaza durumu,
Örneklemek gerekirse, aynı model yılı ve özelliklerde olan araçların arasındaki ciddi kilometre farklılığı değere esaslı etki edecektir. Yine aracın önceden “büyük hasar kaydı” (TRAMER) kaydı varsa çamurluk değiştiğinden bahsederek değer kaybı oluştu iddiası gerçekçi bir iddia olmayacaktır.
ARAÇ DEĞER KAYBI TALEBİNDE ZAMANAŞIMI
Hukuk düzenimizde zamanaşımı kurumu yer almaktadır. Hukuk düzenlerinde zamanaşımının yer alması her iki taraf içinde getirilen hukuki güvenlik hakkıdır. Her suç çeşidi ve hukuki ilişki türü için öngörülen değişik zamanaşımı süreleri vardır. Bu süreler belirlenirken bir hukuki ilişki de her iki tarafın menfaatleri de gözetilmeye çalışılmıştır. Davacı için makul bir sürede hukuk yollarını kullanma hakkı gözetilmişken, davalı taraf içinde açılıp sonuçlanması açısından hukuki güvenlik hakkı gözetilmeye çalışılarak belirlenmiştir. Bir kişinin kusurlu olduğu bir trafik kazası sonrasında kazadan otuz yıl geçmiş olmasına karşın tazminat davası açılabileceği baskısı hukuk güvenliğini zedeleyecektir.
Peki konumuz olan “araçta değer kaybı” başvuru için belirlenmiş bir zamanaşımı süresi var mıdır? Cevap EVET olacaktır.
Ancak bu süreler kaza türüne göre değişkenlik arz etmektedir.
– Ölümlü bir trafik kazasında zamanaşımı süresi 15 yıl,
– Yaralanmalı bir trafik kazasında zamanaşımı süresi 8 yıl,
– Maddi hasarlı bir trafik kazasında ise zamanaşımı süresi 2 yıl,
olarak belirlenmiştir. Kaza türüne göre kaza tarihinden itibaren bu süreler geçmesi ile hukuki yollara başvurmak imkanı olmayacaktır. Ancak karşı tarafın bu itirazda bulunmaması durumu farklılık gösterecektir.
ARAÇ DEĞER KAYBI TAZMİNATI TAHSİLİ NASIL YAPILIR?
Meydana gelen trafik kazasında aracın onarım gideri karşılanıp, hasar görüp orijinal halini kaybetmiş hasar kayıtlı bir aracın emsallerine göre piyasa sürüm değerinin aleyhte değiştiği açıktır. Buna “araçta değer kaybı” denilmektedir. Hukuk düzenimiz de araçta değer kaybının tazmini isteme imkanı vardır.
Trafik kazası sonrasında aracında değer kaybı oluşan kişiler bu zararını kazadaki kusuru oranında tazminini talep edebilir. Aracında değer kaybı oluştuğunu düşünen taraf, alınacak bir ekspertiz raporu ile sigorta şirketine başvurulması gerekiyor. Bu başvuru sonrasında talep edilen zarar sigorta poliçe sınırlarının dışında kalıyorsa veya olumsuz cevap verilmesi yada hiç cevap verilmemesi halinde uyuşmazlık için Sigorta Tahkim Komisyonu’na başvuru yapılabilir. Bunun yanında veya akabinde Mahkemelerde dava açma yoluna gidilebilir.
Bu başvurular sonrasında Sigorta Tahkim Komisyonu kararı veya dava açılan mahkeme kararı ile alacak hakkınız tespit ve kararı sonrasında bu kararları İcra Müdürlükleri aracılığı ile tahsile konu edebilirsiniz.
Ancak tüm süreçlerde süreli işlemler ve takibi gerektirir işlemler olması nedeniyle hak kayıplarına uğramamak için bir avukattan hukuki yardım alarak süreci devam ettirmek tavsiye edilen yol olacaktır.
Bir yanıt bırakın